Cinsiyet olarak “çeşitli” seçeneğinin yürürlüğe girmesiyle birlikte inter* kişilerin iş ve meslek hayatında da ayrımcılıktan korunmasına yönelik somut önlemler hukuken sağlanmış oldu. Ancak bunu yaparken ayrımcılığa duyarlı stratejilerin hayata geçirilmesinde (hala) sıkça somut eylem tavsiyeleri ve pratik uygulamada uygun destek eksik kalıyor. Destek, örneğin cinsiyet açısından nötr e-posta hitap şekilleri için dil şablonları ya da şimdiye kadar cinsiyete göre ayrılan iş giysileri konusunda yapılabileceklerle ilgili öneriler biçiminde sunulabilir. Ayrıca cinsiyet durumunun, örneğin “anne koruması” ya da örneğin bir “kadın kotası” yoluyla pozitif ayrımcılık gibi şimdiye kadar iki cinsiyete göre hareket eden hukuki düzenlemelere de nasıl etki ettiği konusunda büyük bir hukuki belirsizlik hakim.

Federal Ayrımcılığı Önleme Merkezi 2020 yılında, iş ve meslek hayatında inter* konusu hakkında kapsamlı bilgi veren, sorunlu alanları tanımlayan ve somut eylem önerileri formüle eden iki araştırma yayınladı.

“İşte ve meslekte cinsiyet çeşitliliği; işverenler için ayrımcılığı önlemeyle ilgili ihtiyaçlar ve uygulama olanakları” (2020) 

Bu yayın özellikle işverenlere yöneliktir ve iş yerinin nasıl mümkün olduğu kadar ayrımcılık konusunda duyarlı olarak şekillendirilebileceğine dair somut eylem tavsiyeleri aktarıyor. Araştırma, güncel araştırma seviyesi temelinde ve uzman röportajlarına dayanarak inter cinsiyetli insanların meslek hayatında ayrımcılıktan korunmasıyla ilgili çeşitli eylem alanlarını tanımlıyor ve ardından işverenler için uygulamayla ilgili somut olanakları gösteriyor. İşletme kültürü, personel kazanımı, cinsiyete bağlı verilerin kullanımı, dil ve iletişim, sıhhi tesisatlar ve vücut, giyim ve sağlık konularıyla ilgili toplam 26 yapı taşıyla, meslek hayatı için cinsiyetle ilgili çeşitliliğin tanınmasını ve hayata geçirilmesini mümkün kılacak pratik eylem tavsiyeleri ifade ediliyor. Yayın ayrıca Almanya çapındaki danışma merkezlerine ve örneğin dil kılavuzları ve aydınlatmaya ve duyarlılaştırmaya yönelik ek bilgilendirici malzemeler gibi başka kaynaklara da atıfta bulunuyor. Araştırmayı buradan sipariş edebilir ya da PDF dosyası olarak indirebilirsiniz.

“Erkeğin ve kadının ötesinde; iş hukukunda ve federal hükümetin kamu hizmeti hukukunda varyant cinsiyet gelişimine sahip insanlar” (2020)

Bu başlığa sahip ikinci yayın, cinsiyet durumunun iş hukuku ve kamu hizmeti hukuku açısından yasal sonuçları hakkında bilgilendiriyor. Her iki hukuki alan da şimdiye kadar ikili bir cinsiyet modelini takip ettiği için araştırma, hukukun hangi alanlarının çeşitli cinsiyet kaydı olan, inter cinsiyetli insanlara da uygulanabileceğini ve mevzuatın gelecekte başka hangi alanlarda netlik yaratması gerektiği üzerinde çalışıyor. Bunun için cinsiyetin vaka vasfı olarak önem taşıdığı çeşitli kuralların somut olarak uyarlanması ihtiyacı belirtiliyor (örneğin “anne korumasıyla” ilgili düzenlemeler). Analizde yalnızca Alman anayasası değil, iş yerinde cinsiyete bağlı ayrımcılığın merkezi bir rol oynadığı Avrupa Birliği hukuku da dikkate alınıyor. Araştırmayı buradan sipariş edebilir ya da PDF dosyası olarak indirebilirsiniz.

Çeşitliliği ve Ayrımcılığa Karşı Korumayı Araştırma Enstitüsü (IDA) de iş yerinde inter* olmak konusuyla ilgili iki araştırma yayınladı.

Ofiste “inter*” olmak?! – (Endo*) LGBT*Q+ kişilere göre çeşitlilik perspektifi altında Almanya’da inter* kişilerin çalışma durumu” (2020)

Bu araştırmanın hedefi inter* kişilerin çalışma durumunu araştırmak ve endo cinsiyetli LGBT kişilerin deneyimleriyle karşılaştırmaktır. Bunun için 32 inter* çalışana ve 1223 endo* LGBT çalışana çalışma durumları ve iş yerindeki ayrımcılık deneyimleri soruldu. Araştırmanın merkezi sonuçları örneğin ankete katılan tüm grupların her zamanki gibi iş yerinde düşmanlık ve ayrımcılıkla yüz yüze kaldığıdır. Ancak (daha çok) ikili bir cinsiyet normundan sapma olarak görülen inter* kişilerde ve trans* ve/veya non-binary kişilerde ayrımcılığın daha yoğun olduğu ortaya çıktı. Araştırmayı buradan sipariş edebilir ya da PDF dosyası olarak indirebilirsiniz. 

“Ofiste açılmak! Müşterilerin önünde açılmak” (2021)

Bu araştırmada LGBTI kişilerin iş yerinde müşterilerle temaslarında kendi cinsel yönelimleri ya da cinsiyet kimlikleriyle ilgili tavırları konusunda daha spesifik sorular soruldu. Bunun için 1012 LGBTI kişiyle görüşüldü, bunların 25’i inter* kişilerdi. Araştırmanın merkezi sonuçları, müşterilerle iletişimde kendi cinsel yönelimi ya da cinsiyet kimliği konusunda açık davranışın, iş arkadaşlarıyla ya da amirleriyle iletişime kıyasla katılımcılar arasında daha nadir görüldüğünü ve katılımcıların beşte biriyle üçte biri arası, müşterilerle ilişkide ayrımcılık deneyimi yaşadığını belirttiğini gösteriyor. Araştırmayı buradan sipariş edebilir ya da PDF dosyası olarak indirebilirsiniz.

Kendi kendine yardım organizasyonlarının ve aktivistlerin çabalarına rağmen hala çocukların cinsel organlarına, ebeveynlerin ya da tıpçıların beklentilerine uymayan operasyonlar yapılıyor. Araştırma sonuçları, 2005-2016 döneminde bu müdahalelerde toplamda bir gerileme olmadığını gösteriyor.[1] Rıza göstermeye uygun olmayan çocuklara yapılan bu tür kozmetik operasyonlar kendi kendine yardım organizasyonları ve BM tarafından uzun zamandır insan hakkı ihlali olarak sınıflandırılıyor. Mayıs 2021’de Federal Meclis tarafından kararlaştırılan “Varyant Cinsiyet Gelişimi Olan Çocukları Koruma Kanunu” yürürlüğe girdi. Kanun, 9 Ocak 2020’de eyaletlere ve tek tek derneklere, cevap verilmesi amacıyla gönderilen ve CDU/CSU ve SPD arasında yapılan, “çocuklara uygulanan, cinsiyeti düzenleyen tıbbi müdahalelere yalnızca ertelenemeyecek vakalarda ve hayati tehlikeyi ortadan kaldırmak amacıyla izin verildiğini” kanunla netleştirmeyi hedefleyen koalisyon mutabakatının hayata geçirilmesine hizmet eden bir komisyon taslağını takip etti.[2] Mayıs 2021’de, tam olarak şunların yazılı olduğu kanun yürürlüğe girdi:

“(1) Şahıs velayeti, rıza göstermeye uygun olmayan, cinsiyet gelişiminin bir varyantı olan bir çocuğun, tedavi için başka bir neden olmadan, yalnızca çocuğun fiziksel görünümünü erkek ya da kadın cinsiyetine uyarlama amacıyla yapılan tedavisine rıza gösterme ya da bu tedaviyi gerçekleştirme hakkını kapsamaz.”

Yani bundan sonra inter cinsiyetli çocuklara, tıbbi endikasyonu olmayan, yalnızca çocuğun dış cinsiyetini bir erkek ya da kadın standardına uyarlamaya yönelik (kozmetik) bir amaçla yapılan operatif müdahaleler açıkça yasaktır. Kararın çocuğun bağımsız olarak rıza yeterliliğine kadar bekleyemeyeceği, tıbbi açıdan gerekli olan ama doğrudan hayat kurtarmayan operasyonların yapıldığı durumlarda, ebeveynler ancak bir aile mahkemesinin onayıyla operasyon konusunda karar verebilir. Mahkemenin gelecekte bu durumlarda, çocuğu tedavi eden doktorun ve çocuk ve genç psikoterapisi yeterliliğine sahip bir kişinin de bulunduğu, disiplinler arası bir komisyonun değerlendirmesi temelinde karar vermesi gerekiyor.

Rıza göstermeye uygun bir çocuk müdahaleyi kendisi istiyorsa da bu müdahale yapılabilir. Rıza göstermeye uygun çocuk ve rıza göstermeye uygun olmayan çocuk ayrımı, genel olarak tıbbi tedavilerde olduğu gibi, yasal bir yaş sınırı olmadan, somut vakaya göre çocuğun kendi cinsiyet kimliğinin algılanması ve değerlendirmesi açısından gelişim seviyesi de dikkate alınarak ebeveynler ve tedavi eden kişi tarafından tespit edilir.

“Varyant Cinsiyet Gelişimi Olan Çocukları Koruma Kanunu”, inter cinsiyetli çocukların korunması için zamanı çoktan gelmiş olan ve doğru bir adım, ancak her bir durumda gerçekten tutarlı bir şekilde uygulanıp uygulanmadığını ve ne kadar tutarlı uygulandığını bekleyip görmek gerekiyor. Federal Hükümet kanunda kendi kendini, yeni düzenlemelerin etkinliğini beş yıl sonra kontrol etmeye ve Federal Meclise bununla ilgili bir değerlendirme raporu sunmakla yükümlü kıldı. 


[1] Hoenes, Josch; Januschke, Eugen; Klöppel, Ulrike (2019): Çocukluk yaşında “belirsiz” cinsel organları standarda uyarlama operasyonlarının sıklığı. Takip araştırması. Berlin: Disiplinler ötesi cinsiyet araştırmaları merkezi.

[2] CDU, CSU ve SPD arasında imzalanan koalisyon sözleşmesi, 19. yasama dönemi (2018). S. 21, 797-799.

KRV’da interseks bireyler için yerleşik bir danışmanlık merkezi henüz yok.

Ama İnterseks Bireyler Derneği, peer yani akran danışmanlığı sunuyor.

Peer danışmanlığı, – özetle – aynı durumda olan kişilerin danışmanlık yapması anlamına geliyor, yani danışmanların kendileri de interseks ya da interseks bir çocuğun anne veya babası oluyor. Peer danışmanlar kendi deneyimlerinden yola çıkarak size eş seviyede bir danışmanlık sunabiliyorlar.

Buradan peer danışmanlık hakkında ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.

Verein Intersexuelle Menschen e.V. (İnterseks Bireyler Derneği) http://www.im-ev.de/
KRV Eyalet Teşkilatıhttp://nrw.im-ev.de/

Ayrıca doktorlar da bedensel problemler hakkında danışmanlık yapabilirler. Bu konuda deneyimler oldukça farklı. Önemli olan, kendinizi iyi bilgilendirilmiş ve iyi hissetmeniz. Yardımlaşma kuruluşlarından deneyim raporları isteyiniz ve güvenebileceğiniz bir doktor arayınız.

İnterseks bireylerin menfaatlerine duyarlı olan danışma merkezleri şunlar:

Bochum (Rosa Strippe)

Rosa Strippe, interseks bireylerle ve yakınlarıyla ilk bilgilendirme görüşmeleri yapıyor. Burada çalışanlar, örneğin yardımlaşma kuruluşlarındaki veya sağlık alanında görev yapan muhatap kişileri de içeren bir bilgi havuzundan yararlanıyorlar. Rosa Strippe, interseks çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin korunması ve zarar görmemesi için taraflı olarak, cinsiyet çeşitliliğini ile çocukların yararını onaylar biçimde danışmanlık yapıyor.

Köln (rubicon e.V.)

Cinsel yönelim, gökkuşağı aileleri ve cinsiyet açısıdan kendi kaderini tayin hakkı çerçevesinde psikososyal danışmanlık hizmeti sunan rubicon e.V. adlı dernek interseks bireylere de danışmanlık yapıyor.

Rubicon e.V. adlı dernek interseks bireylere özel bir danışmanlık hizmeti sunmayıp, örneğin onları İnterseks Bireyler Derneği’nin peer danışmanlığına yönlendirerek daha çok bir kılavuz fonksiyonu üstleniyor.

Peer danışmanlığına yönlendirmek özellikle açılma sürecinde olan interseks bireyler ve ayrıca sağlıkla ilgili sorularına orada yeterli cevap alabilecek interseks çocukların anne-babaları için geçerli.

Münster (pro familia)

„pro familia Münster interseks bireylere, partnerlerine, ailelerine ve arkadaşlarına yetkinlik, hassasiyet ve güvenilirlikle rehberlik ediyor. Rehberlik şu konularda yapılıyor: Kimlik ve kişinin kendisini tanımlaması; beden, açılma, ilişkiler, yerel hizmetler, ayrımcılık tecrübeleri, cinsellik, (karşılanmayan) çocuk sahibi olma arzusu, interseks çocukların ebeveynliği.“

KRV’daki bazı pro familia merkezleri şunlar:

pro familia Bielefeld

pro familia Köln-Merkez

pro familia Mettmann

pro familia Oberhausen

pro familia Remscheid

pro familia Sankt Augustin

pro familia Witten

Daha ayrıntılı bilgiye ve ülke çapında yardımlaşma kuruluşlarının hizmetlerine şuradan ulaşabilirsiniz: 

Teşhisle ilgili yardımlaşma kuruluşlarıhttp://www.klinefelter.de/cms/
http://www.47xxy-klinefelter.de/
https://www.ags-initiative.de/
http://turner-syndrom.de/
OII (Organisation Intersex International)https://oiigermany.org/
Ayrımcılığa Karşı Çalışma & İnterseks bireyler için güçlendirmehttps://interprojekt.wordpress.com/
Üçüncü Opsiyon Kampanyasıhttp://dritte-option.de/
DGTI (Deutsche Gesellschaft für Transidentität und Intersexualität e.V. – Alman Transseksüellik ve İnterseks Kurumu) https://www.dgti.org/

     

Genç interseks bireyler için diğer cinsel kimliğe sahip gençlerle buluşmak da ilgi çekici olabilir. KRV’daki buluşma yerlerine ilişkin daha ayrıntılı bilgiyi  Queeren Jugend NRW sayfasından bulabilirsiniz. Burada interseks gençlerin menfaatleri üzerine yeterince düşünülüp düşünülmediği hakkında bilgiler de bulabilirsiniz.

Ayrıca interseks hakkında Hamburglu bilim insanları tarafından yönetilen bu blogda, literatür bilgileri, çeşitli etkinlikler ve cinsiyet çeşitliliği hakkında bilgiler yer alıyor: Blog Intersex kontrovers.

Birleşmiş Milletler (İngilizcesi „United Nations“) tarafından da interseks bireyler konusunda toplumu daha fazla aydınlatmak için kampanya başlatıldı. Burada videolar, interseks bireylerin sesleri ve vakalarla bilgilendirme broşürleri („Fact Sheets“) bulunuyor: Free & Equal (United Nations’den Intersex Awareness). (İngilizce)

İnterseks bireyler şimdiye dek kamusal alanlarda az görülmüşlerdir. Dizilerde, kitaplarda veya televizyonda onlara çok az rastlanmaktadır.

Burada bizimle hayatlarının çeşitli yönlerini paylaşan bazı interseks bireylerin ve yakınlarının seslerini toplamak istiyoruz.

İnternette interseks hakkında bir takım videolar, yazılar veya projeler bulunuyor. Bunlardan bir kısmını burada derledik. OII Europe (Organisation Intersex International, Europe) #MY INTERSEX STORY altında tüm Avrupa’dan interseks bireylerin hikayelerini topladı. Proje sayfasında projeye ilişkin video ve bilgiler bulunmaktadır. Kitapta tüm Avrupa’dan interseks bireyler hikayelerini anlatmaktadır. (Web sitesi ve hikayeler İngilizce’dir.)

2012 yılında kurulan  Interfaceproject farklı yaşam ortamlarında interseks bireylerin portresini çiziyor. Kişiler kısa videolarda kendilerini tanıtıyorlar ve hayatlarını anlatıyorlar, ayrıca her video için bir transkript bulunuyor.

Gençlik kamu kanalı funk, Auf Klo adlı yayınının bir bölümünde İsviçre’den Audrey’i konuk ediyor. Audrey, çocuk ve genç olarak yaşadığı tıbbi müdahaleleri anlatıyor:

(Videolar Almanca, Fransızca veya İngilizce’dir. Genelde Almanca altyazılıdır.)

Audrey’nin Youtube kanal‘ında daha fazla video bulabilirsiniz (Audr XY).

Eğitim amaçlı internet sayfası Planet Schule‘de Berlinli Lynn‘ün interseks birey olmanın nasıl  olduğunu anlattığı bir video bulacaksınız:

OII Europe ‘un YouTube kanalı „My intersex Story“ başlıklı bir video sunuyor:

(Almanca altyazılı olarak İngilizce).

Ayrıca WDR‘nin bu yayınında bir annenin çocuğunun interseksliğine ilişkin deneyimlerini paylaştığı söyleşi de bulunuyor.

Ted Talk, Emily Quinn – Biyolojik cinsiyet hakkında yanlış düşünüyoruz. (Almanca altyazılı olarak İngilizce).

Emily Quinn yazar, grafiker ve  InterAct aktivistidir.

Inter*Trans*Express (İnterTransEkspress) ve Identitätskrise 2.0 (Kimlik Krizi 2.0) gündelik hayattan kısa hikayelerin, şiirlerin ve çizimlerin bir koleksiyonu ve „Genderoutlaw“ olarak bir direniş. Her iki kitap da kişisel deneyimleri anlatıyor ve böylelikle interseks bireylerin perspektiflerini görünür kılıyor.

Burada interseks bireylerin başka dökümanlarını da bulabilirsiniz:

Kitaplar ve web siteleri

Bu antolojide tüm dünyadan interseks bireylerin kısa, kişisel hikayeleri yer alıyor.

Bir interseksin kısa öyküleri, şiirleri ve çizimleri.

Farklı yaşlarda olan ve farklı yerlerde oturan interseks bireylerin kendilerini tanıttıkları İngilizce kısa videolar.

  • Regenbogenportal – Aynı cinsle yaşam tarzı ve cinsiyet çeşitliliği hakkında bilgi ağı. Bu portalde Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı’ndan interseksle de ilgili çok sayıda okunmaya değer yazı bulunuyor.
  • İnterseks bireyler ve dil. TransInterQueer’den ayrımcılıkla mücadele projesinin bir broşürü.
  • Kabul ve çeşitlilik konusuna destek vermeye devam etmek istiyorsanız,  Çeşitlilik için kabul broşüründe çocuk kitapları için pek çok öneri bulabilirsiniz.

Video klipler

Tavsiye edilen (film) belgesel:

Karikatür ve çizgi romanlar

  • Hexenblut (Cadı Kanı). Yazar: Suskas Lötzerich (2014): Viyana: Luftschacht Yayınevi.
    İnterseks Suskas Lötzerich tarafından yazılan otobiyografik çizgi roman çok açık, samimi bir dille interseks olarak yetişmeyi anlatıyor.
  • Ach, so ist das?! (Demek Öyle/) LGBTİ’den biyografik çizgi röportajlar. Martina Schradi (2014): Stuttgart: Zwerchfell Yayınevi.
    Ek ders malzemeleri: https://www.achsoistdas.com/fuer-schulen/.
  • Çizgi röportajların ikisinde interseks kişilerin yaşamları ele alınmaktadır:
    Sasha (Sf. 63–66)
    Sefik (Sf. 71–74)
    Mo (Sf. 45–46)
    Yasar (Sf. 83–88)
    Bazıları Rusça’ya, İspanyolca’ya, İngilizce’ye ve Japonca’ya da çevrilmiştir.
  • Let them talk! What genitals have to say about gender. A graphic survey. Yori Gagarim (2014): Münster: edition assemblage.
    Cinsel organların çeşitliliğine ilişkin kısa, İngilizce ifadeler içeren güzel bir kitapçık (Almanca çevirisiyle beraber).

Yazan: Dr. Oliver Tolmein (Avukat, Hamburg)

İnterseks bir hastalık değildir. Buna rağmen interseks bireyler genelde doktorlarla uzun yıllar süren yakın bir ilişkiye sahiplerdir. Buna ameliyatı takiben ortaya çıkan durumlar veya ameliyat öncesi ve sonrası tıbbi bakım randevuları da dahildir.

Temmuz 2016 tarihinden bu yana artık „cinsiyet gelişimi varyasyonları“ diye adlandırılan interseksle ilgili doktorlar için bir S2k Kılavuzu bulunmaktadır. Bu kılavuzun hazırlanmasında pek çok doktorun yanı sıra ebeveyn kuruluşları ve interseks bireylerin kendileri de çalışmışlardır. Tedavi ilkeleri doktorlar için önemlidir, ama bağlayıcı değildir. Kimsenin buna uyma zorunluluğu yoktur. Bu kılavuzun belirlediği standartlardan sapmaların bir yükümlülük durumunda doktorlar tarafından gerekçelendirilmesi gerekmektedir.

Tıbbi tedavi ve dokümantasyon konusunda temel kurallar geçerlidir:

  1. Bir tıbbi müdahale için hastanın onayına ihtiyaç vardır.[1] Bu onay ancak hastanın daha önceden tedavinin önemli noktaları hakkında kapsamlı bir biçimde bilgilendirilmiş olması halinde geçerlidir.[2]
  2. Eğer hasta örneğin henüz küçük bir çocuk olduğu için kendi onay veremiyorsa müdahale yasak olabilir. Bu özellikle de geri dönüşü olmayan cinsiyet müdahaleleri için geçerlidir. Tedavi ilkelerinde buna ilişkin olarak „Tavsiye 31“ altında şöyle denmektedir: „Onay verme ehliyetine sahip olmayan çocuklara ameliyatlar için endikasyon, her zaman kısıtlı verilmelidir. Velileri onay verme ehliyetine sahip olmayan çocuklara sadece endikasyona tabi ve çocukta sonradan hasarı engelleyecek ameliyatlar için onay verebilirler.“[3]
  3. Hakkında bir vekilin karar verdiği hastalar da tedaviyi gerçekleştirenler tarafından bilgilendirilmelidir[4], bu özellikle henüz onay verecek durumda olmayan ama söyleneni anlayabilen ve konuşabilen çocuklarda önemlidir. Bu, ilgili insanların neden tedavi gördüklerini ve kendilerine tam olarak ne yapılacağını öğrenme hakkı olduğunu ortaya koyması açısından da önemlidir.
  4. Çocukları onay verme ehliyetine sahip kılan belirli bir yaş yoktur. Çocuklar çok rahat belirli bir müdahale için onay verme ehliyetine sahip olabilirler. Bu takdirde onların onayı tedavinin yasallığı açısından ön koşuldur.
  5. Hastaların tedavi dosyasını görme hakları vardır. Ancak hastane ve doktorların bunu sadece 10 yıl süreyle saklama mecburiyeti vardır.[5]
  6. Doktorların tedavi hakkında kapsamlı bilgilendirme yapmaksızın tedaviyi gerçekleştirmiş olmaları veya yanlış şeyler söylemiş olmaları halinde, verilen onay geçersiz olabilir. Onay alınmaksızın yapılan bir tedavi, en azından adam yaralamaya girer. Adam yaralama ise cezaya tabi olup[6], genelde tazminat talep hakkı da doğurur.[7]

Doktor-hasta ilişkisinde başka önemli meseleler de rol oynar. Doktorların tabi oldukları gizli tutma yükümlülüğü çök önemlidir. Gizli tutma yükümlülüğü ile hastanın mahremiyeti korunur. Fakat bazen, örneğin henüz reşit olmamış hastaların, doktorla yaptıkları görüşmeleri anne-babalarından gizlemek istemeleri gibi zor durumlar da ortaya çıkabilir. Buna ilişkin yasal düzenleme bireysel duruma çok bağlıdır. Ama esasen gizli tutma yükümlülüğü burada da geçerlidir. Doktorlar gizli tutma yükümlülüğünü bozarak, yasalarla korunan bir şeyi, örneğin intihara eğilimi olduğundan yola çıkılan bir hastanın hayatını korumaya çalışırlarsa, istisnalar olabilir. Ama gizli tutma yükümlülüğü her zaman sadece üçüncü taraflar için geçerlidir ve hiçbir zaman hastaya karşı geçerli değildir. Hastalar her zaman neden tedavi edildiklerini, tedavinin ve hastalığın tahmini seyrini öğrenme hakkına sahiplerdir.[8]


[1] Alman Medeni Kanunu Madde 630.

[2] Alman Medeni Kanunu Madde 630e.

[3] Ayrıca bkz. Oliver Tolmein’ın „Onay verme ehliyetine sahip olmayan interseks çocukların cinsel organlarına tıbbi müdahaleler“ başlıklı yazısı, Tıbbi Ceza Hukuku Dergisi, Sayı 3/2019.

[4] Alman Medeni Kanunu Madde 630e Fıkra 5.

[5] Alman Medeni Kanunu Madde 630f Fıkra 3, Alman Medeni Kanunu Madde 630g Fıkra 1.

[6] § Ceza Kanunu Madde 223.

[7] Şimdiye kadar iki dava mahkemede görüldü. Her iki davada da davacılar haklı bulundu.

[8] Alman Medeni Kanunu Madde 630c Fıkra 2.

Yazan: Dr. Oliver Tolmein (Avukat, Hamburg)

Devlet sağlık sigortasında sigortalı insanların hangi haklara sahip oldukları 5. Sosyal Yasa ile (SGB 5) belirlenmektedir.

Önemli bir hak „ özgür doktor seçimidir“[1]. Ancak bu konuda iki önemli sınırlama vardır:

1. Sadece sağlık sigortalarının sözleşmeli oldukları doktorlar seçilebilir. [2] Ama acil durumlarda bu geçerli değildir.

2. Doktorlar birini hasta olarak kabul etmeye zorlanamazlar. Çok dolu olmaları halinde veya ileri bir tarihe randevu vermeleri durumunda buna karşı koymanın çok az etkili yolu bulunmaktadır.

Bazen interseks çocuk ve yetişkinlere uygulanacak tıbbi önlemlerde sağlık sigortalarının planlanan müdahaleye onay veren veya reddeden bir bilirkişi raporu hazırlayan Sağlık Sigortası Tıbbi Hizmetler Kurumu’nu (MDK) devreye sokmaları söz konusu olabilir.  MDK’nın hastaların planlanan müdahaleyi talep etme hakkı olup olmadığı hususunda „Transseksüellikte Cinsiyetin Uyarlanmasına Yönelik Müdahaleler Hakkında Bilirkişi Raporu Talimatı“na bakarak ve aylarca süren bir psikoterapi gibi ön şartlar nedeniyle genelde olumsuz karar verildiği sıkça görülmektedir. 

Devlet sağlık sigortası kasası resmî bir kurum olarak görülmelidir. Onun kararları esasen resmî kararlardır. Bu kararlara her vatandaşın itiraz etme hakkı vardır. İtiraz yerinde görülmezse, bu itiraz kararına karşı sosyal mahkemede dava açılabilir. Davanın reddedilmesi halinde, temyiz yoluna gidilebilir. Burada da geri çevrilmesi halinde, Federal Sosyal Mahkeme nezdinde temyiz davası açılabilir.

Sağlık sigortasının tıbbi rehabilitasyon veya tedavi başvurusunu reddetmesi halinde, red kabul edilebilir veya buna karşı koyulabilir. Bu amaçla avukat tutulabilir, büyük sosyal yardım birliklerinden danışma hizmeti veya destek alınabilir ya da bireysel dava açılabilir. Sadece Federal Sosyal Mahkeme nezdinde avukat tutma zorunluluğu vardır. Mahkeme dava masrafı almaz, yani dava ücretsizdir. Geliriniz düşükse, avukat ücreti için dava masraflarına yardım (PKH) için mahkemeye başvurabilirsiniz.

Sağlık sigortaları normalde cinsiyetten bağımsız hizmet verirler. Bu, meme veya prostat kanserine karşı koruyucu muayene gibi cinsiyete özel tıbbi hizmetler için de geçerlidir. Fakat örneğin 24i maddesi gibi „annelik parası“ ödenmesini düzenleyen istisnalar vardır. Ama bu sadece „kadın üyeler“ içindir. Böylelikle Sosyal Yasa V, bir çocuğun annesi olarak „sadece onu doğuran kadını“ kabul eden Alman Medeni Kanunu’na uyar. Buna göre interseks biri sadece nüfustaki kaydı „kadın“ ise annelik parası alabilir. Ancak mevzuatın bu şekilde uygulanması, yazarın görüşüne göre Anayasa’nın 3. maddesi 3. fıkrası 1. bendine dayanan eşit muamele hakkına ters düşmektedir. Ayrıca Doğum Öncesi Ve Sonrası Annelik İzni Yasası, son reformdan bu yana 1. madde 4. fıkrada şunu açıkça ortaya koymaktadır: „Bu yasa, hamile olan, çocuk doğurmuş olan veya emziren herkes için geçerlidir“. Bu yasal netleştirme, Sosyal Yasa V 24i maddesine dayalı düzenleme ile de ilintilendirilebilir. Sağlık sigortası hukukunun diğer mevzuatı da interseks bireyleri cinsiyetleri yüzünden haksızlığa uğratacak biçimde yorumlanamaz veya uygulanamaz.

İnterseks bireylerin devlet sağlık sigortası nezdinde talep haklarına ilişkin içtihat hemen hemen yok gibidir. 2014 yılında Federal Sosyal Mahkeme, kadınsı olarak kabul edilen bir görünüme sahip olmak amacıyla göğüs büyütme başvurusunda bulunan interseks bireylerin, en az A sütyen bedeninde bir göğüs büyüklüğüne sahip olmaları durumunda müdahale masraflarının sağlık sigortası tarafından karşılanmayacağına karar vermiştir.[3]


[1] 5. Sosyal Kanun Madde 76..

[2] Sadece özel sigortalı hasta kabul eden doktorlar da vardır. Örneğin plastik cerrahide mükemmel bir ünü olan ama devlet sağlık sigortalarıyla sözleşmesi olmayan özel kliniklerde de, devlet sağlık sigortasına bağlı hastalar için masrafı devlet sağlık sigortası tarafından karşılanmak üzere tedavi olmak hiç mümkün değildir. Sağlık sigortaları, 5. Sosyal Kanun Madde 12 ile anılan hesaplılık şartı gereğince sadece „yeterli, amacına uygun ve hesaplı“ olan hizmetleri sunmak zorundadır.

[3] Federal Sosyal Mahkeme 1. Yüksek mahkeme, 4.03.2014, Esas No: B 1 KR 69/12 R.

Katrin Niedenthal‘dan (Avukat, Bielefeld)

Almanya’da “Kişisel Durum” (Personenstand) terimi, doğum, evlenme (medeni ortaklığı) ve ölüm ile ilgili ve bunlarla bağlantılı aile hukuku ve isim hakları verilerini ifade etmektedir. Kişisel durumun kaydedilmesi için çeşitli siciller bulunmaktadır, örneğin, doğum, evlilik ve ölüm sicilleri.


Almanya Federal Anayasa Mahkemesi, 10.10.2017 tarihli bir kararda, bir kişinin cinsiyet kaydının kimlik oluşturma ve ifade etme işlevi taşıdığını belirlemiştir. Bu nedenle, interseksüel kişilerin cinsiyet kimliklerinin kişisel durum hukuku çerçevesinde tanınması, temel haklar kapsamında korunmaktadır.

Doğumda

Ebeveynler, bir çocuğun doğumunun ardından bir hafta içinde [1] “Standesamt”a (Nüfus Müdürlüğü’ne) çeşitli bilgiler vermek zorundadır ve bu bilgiler arasında çocuğun cinsiyeti de yer almalıdır.[2] Bu veriler, doğum kaydına ve doğum belgesine işlenir.


Eğer çocuk, “kadın” veya “erkek” cinsiyetine ait bir kategoriye yerleştirilemiyorsa, cinsiyet kaydının boş bırakılması veya “divers” (çeşitli/farklı) olarak belirtilmesi mümkündür. [3]


Maalesef, birçok insan, cinsiyet kaydının boş bırakılabileceği veya “divers” olarak kaydedilebileceği seçeneğinden haberdar değildir. Ebeveynler, çoğunlukla doğumdan hemen sonra çocuğun cinsiyetini “erkek” ya da “kadın” olarak kaydettirmek zorunda oldukları ve hatta interseksüel çocuklarına cinsiyet değiştiren operasyonlar yaptırmak zorunda kaldıkları baskısı altındadır (bu konuda “Gesetz zum Schutz von Kindern mit Varianten der Geschlechtsentwicklung“ (Cinsiyet Gelişimi Varyasyonları Olan Çocukları Koruma Yasası) başlıklı metne bakınız).


Bazı Nüfus Müdürlükleri, cinsiyet kaydının boş bırakılması veya “divers” olarak kaydedilmesi için, çocuğun ne “erkek” ne de “kadın” cinsiyetine ait olduğuna dair tıbbi bir belge talep etmektedir.


Eğer böyle bir belge yoksa, örneğin, doktorlar interseksüellik hakkında bilgi sahibi değilse veya Nüfus Müdürlüğü’ne sunulan belge yeterli değilse, çocuğun ilk kaydında hastane/doğum yardımcıları tarafından belirtilen cinsiyet kaydedilecektir.


Bu kayıt yanlışsa, ebeveynler, “Selbstbestimmungsgesetz“ (Öz Belirlenim Yasası) dayanarak, cinsiyet kaydını ve isimlerini değiştirme talebinde bulunabilirler.

Mevcut Cinsiyet Kaydının Değiştirilmesi


Şu ana kadar, bir kişinin cinsiyet kaydını ve ismini değiştirmek için, “Personenstandsgesetz (PStG)“ (Alman Kişisel Durum Kanunu’nun) 45b maddesi ve “Transseksüel Yasası” (TSG) gibi farklı prosedürler bulunmaktadır. Bu maddeler, 01.11.2024 itibariyle yürürlükten kalkacaktır.

Nisan 2024’te, “Selbstbestimmungsgesetz“ (SBGG) (Öz Belirlenim Yasası) kabul edilmiştir. Önceki prosedürlerin aksine, SBGG tüm kişiler için geçerlidir – ister ikili  ister ikili dışı cinsiyet kimliği olan bir kişi olsun, ister trans yada interseks biri olsun, fark etmez.

SBGG ile, tüm bireyler (örneğin Almanya vatandaşlığı olmayan kişiler için bazı sınırlamalar – aşağıya bakınız) cinsiyet kayıtlarını ve adlarını değiştirebilirler, eğer cinsiyet kimlikleri ve adları, Alman nüfus kayıtlarındaki kayıtlara uymuyorsa.

Belirtilen cinsiyet kimliği artık başkaları tarafından “doğrulanmayacaktır”, ne nüfus dairesi, ne de doktorlar veya başka kişiler tarafından. Artık cinsiyet gelişimiyle ilgili bir varyasyonun varlığına dair herhangi bir tıbbi belge veya rapor sunulması gerekmemektedir.

SBGG

SBGG, 01.11.2024 tarihinde yürürlüğe girecektir. Cinsiyet kaydının değiştirilmesi için beyanname verme başvurusu, 01.08.2024 tarihinden itibaren yapılabilir.

Yeni yasalar her zaman bazı uygulama detaylarını belirsiz bırakabilir. Bu aşamada, yalnızca SBGG’nin yasaya dayalı açıklamaları ve diğer mevcut bilgiler doğrultusunda bir yorum yapılabilir. Ancak şimdiden, yasanın bazı yorumlarının mahkemelerde tartışılacağı açıkça görülmektedir.

SBGG prosedürü, farklı kişi grupları (örneğin, ergenler, yasal olarak bakıma alınan kişiler, Almanya vatandaşı olmayan insanlar) için farklı gereklilikler öngörmektedir.

Prosedür nasıl işler?

Cinsiyet kaydının ve adının değiştirilmesi prosedürü iki adımdan oluşur.

1. İlk olarak, bir başvuru yapılmalıdır (§ 4 SBGG). Başvuru 01.08.2024 tarihinden itibaren sözlü, yazılı veya online olarak yapılabilir. Nüfus daireleri bu işlemi farklı şekilde düzenlediği için, başvuru yapmadan önce yerel daireye danışmak önerilir.

Nüfus daireleri, bu başvuru için şu anda formlar geliştirmektedir. Bu formlar, başvuru sırasında istenilen cinsiyet kaydını ve istenilen adı belirtmeyi gerektirecektir. Başvuru sırasında yapılan bilgiler, ikinci adımda da değiştirilebilir.

2. İkinci adım – beyanname ve beyanın verilmesi (§ 2 SBGG) – başvurunun yapıldığı nüfus dairesinde, başvurudan en az üç ay sonra yapılmalıdır. Beyanname başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde verilmelidir. Aksi takdirde başvuru geçersiz olur ve yeniden yapılması gerekir.

Başvuru ve beyanname tescili için bir ücret alınacaktır. Ücretin 15 – 50 € arasında olması beklenmektedir.

Başvuru ve beyanname nerede yapılabilir?

Bu açıklamanın ve beyanın verilmesi için şahsen nüfus müdürlüğüne başvurulması gerekmektedir. İmzalı bir beyan zorunludur ve bu işlem vekaleten gerçekleştirilemez (reşit olmayanlar veya vesayet altındaki kişilerle ilgili olarak bkz.).

Beyan ve kayıt, herhangi bir nüfus müdürlüğünde yapılabilir. Ancak her iki işlem de aynı nüfus müdürlüğünde gerçekleştirilmelidir. 

Beyan, yapıldığı nüfus müdürlüğü tarafından kişinin doğum kaydının bulunduğu nüfus müdürlüğüne gönderilir. Verilen beyan, bu değişiklik doğum kütüğüne (Geburtenregister) işlendiğinde geçerlilik kazanır.

Almanya’da doğum kaydı bulunmayan kişiler, yani Almanya dışında doğmuş olanlar, herhangi bir nüfus müdürlüğüne beyanda bulunabilirler. Bu durumda beyan, kişinin ikamet ettiği yerin nüfus müdürlüğü veya evliyse evliliğin kayıtlı olduğu nüfus müdürlüğü (evlilik sicili) tarafından işlenir. Eğer ne ikamet yeri (veya son ikamet yeri) ne de evlilik kaydı bir yetki alanı oluşturuyorsa, bu durumda Berlin’deki Nüfus Müdürlüğü I (Standesamt I) yetkilidir (§ 45b Abs. 2 PStG). Bir kişinin Alman vatandaşı olup yurtdışında yaşaması durumunda, kayıt ve beyan, o kişinin yaşadığı ülkedeki Alman dış temsilciliğinde yapılabilir (§ 45b PStG). Tasdik edilmiş beyan, Almanya’daki doğum kaydının bulunduğu nüfus müdürlüğüne gönderilir.

Hangi konular beyan edilmelidir?

Hangi cinsiyet kaydının ve hangi isimlerin gelecekte kullanılacağı belirtilmelidir. 

Resmi kayıtlarda cinsiyet girişi için – eskiden olduğu gibi – yalnızca şu seçenekler mevcuttur: “çeşitli” (divers), “kadın” (weiblich)*, “erkek” (männlich) veya önceki cinsiyet bilgisinin tamamen silinmesi.

Cinsiyet Kaydının Uyarlanmasına İlişkin Kanun’a (SBGG) göre isim değişikliği, cinsiyet kaydının değişikliğiyle bağlantılıdır. Yani yalnızca isim değişikliği SBGG kapsamında mümkün değildir. Bunun yerine, Ad Değişikliği Kanunu’na (NamÄndG) göre bir isim değişikliği talep edilebilir (§§ 3,11 NamÄndG). Bu ise farklı bir prosedürdür ve isim değişikliği için önemli bir gerekçe sunulması gereklidir. Cinsiyet kimliği, SBGG kapsamında cinsiyet kaydı değişikliği yapılmasa dahi, NamÄndG’ye göre isim değişikliği için önemli bir gerekçe sayılabilir.

Genelde isim değişikliği zorunludur, ancak kişi önceden cinsiyetten bağımsız bir isme sahipse ve “divers” veya “kayıt yok” seçeneklerinden birini tercih ederse, ismini değiştirmesi gerekmeyebilir. 

Bunun dışında, seçilen cinsiyet kaydına uygun yeni bir isim belirlenmelidir.

Nüfus müdürlüklerinin, bir ismin cinsiyet kimliğiyle uyumlu olup olmadığına nasıl karar vereceği henüz net değildir ve bu konuda şimdiden tartışmalar yaşanmaktadır.

Bazı nüfus müdürlükleri şu anda, isim sayısının değiştirilemeyeceğini, mevcut bir isme yeni bir isim eklenemeyeceğini veya bir ismin tamamen çıkarılamayacağını savunmaktadır. Ancak, bu durum yasal düzenlemelerde belirtilmemiştir.

Hangi konular yemin edilerek beyan edilmelidir?

 Cinsiyet kaydı ve isim beyanı yapılırken, bir form üzerinde imza ile şu hususlar beyan edilmelidir: Seçilen cinsiyet kaydının, kişinin cinsiyet kimliğiyle en iyi şekilde örtüştüğü ve yapılan değişikliğin sonuçlarının farkında olunduğu. 

Reşit olmayan bireyler adına beyan yapılırken, bu kişilerin veya yasal temsilcilerinin ayrıca bu konuda danışmanlık aldıklarını da beyan etmeleri gerekmektedir.

Tekrar/çoklu değişiklik veya eski duruma dönme mümkün mü?

Cinsiyet kaydındaki bir değişiklikten itibaren bir yıl geçtikten sonra, cinsiyet kaydını ve isimleri tekrar değiştirmek veya her yıl bir kez olmak üzere yeniden bir beyanda bulunmak mümkündür (§ 5 SBGG). 

Ancak çocuklar, gençler veya hukuki işlem ehliyeti olmayan ve yasal temsilcisinin onayına tabi olan kişiler için bu bekleme süresi geçerli değildir. Bu kişiler, hemen yeniden bir değişiklik beyanında bulunabilirler. 

Eğer tekrar yapılan beyan, önceki bir cinsiyet kaydına dönüşü içeriyorsa, önceden kayıtlı olan isim de otomatik olarak tekrar geçerli olur. Bu düzenleme, Ad Değişikliği Kanunu’nun (NamÄndG) dolanılmasını önlemeyi amaçlamaktadır. 

Cinsiyet kaydı ve isim değişikliğinin etkileri:

Değiştirilen cinsiyet kaydı ve isim, kayıt altına alındıktan sonra, hukuki açıdan cinsiyet kaydının önem taşıdığı tüm durumlarda yalnızca bu yeni bilgiler geçerli olur (§ 6 SBGG). 

Ancak, önceki kayıtlar resmi sicillerde silinmez. Her seferinde yalnızca güncel bir kayıt eklenir. Örneğin, doğum kütüğü kayıt özeti çıkarıldığında sadece en yeni kayıt görünür. Eski bilgilerin tamamen silinmesine dair genel bir hak bulunmamaktadır. 

Cinsiyet kaydının hukuki olarak önemli olduğu alanlar ise çok sınırlıdır. Örneğin, sağlık hizmetlerinde genellikle fiziksel durum belirleyici olurken, spor performanslarının değerlendirilmesinde bazen hormon seviyeleri dikkate alınır. Bunun dışında, bazı özel alanlar için SBGG’de istisnalar düzenlenmiştir (örneğin, askerlik, ebeveynlik, kota düzenlemeleri). 

SBGG ayrıca, kadın ve erkek olarak iki cinsiyet için eşit hukuki sonuçlar öngören düzenlemelerin, nüfus kaydındaki cinsiyet bilgisi ne olursa olsun herkes için geçerli olduğunu açıkça belirtmektedir (§ 12 SBGG). 

Yeni belgeler

Cinsiyet kaydını değiştirdikten sonra güncellenmiş bir doğum kütüğü özeti almak isteyen kişiler, bunu doğum kaydının bulunduğu nüfus müdürlüğünden talep etmelidir. 

Doğum kaydındaki değişiklik, ilgili kişinin ikamet ettiği yerin nüfus müdürlüğüne otomatik olarak iletilir. Buradan yeni bir kimlik kartı veya pasaport başvurusu yapılabilir. 

“Farklı” (divers) veya “kayıt yok” (offen) cinsiyet kaydı bulunan kişilerin pasaportlarında “Geschlecht” (Cinsiyet) kısmında bir X işareti bulunur. 

Ancak, güvenlik gerekçesiyle ikili bir cinsiyet kaydı içeren bir pasaportun gerektiği ülkelere seyahat etmek isteyen kişiler, ikamet yerindeki yetkili makama başvurarak “erkek” veya “kadın” olarak bir cinsiyet kaydının pasaporta işlenmesini talep edebilir. Bunun için, bir “cinsiyet gelişimi varyantı” bulunduğunu kanıtlayan bir tıbbi belge sunulması gereklidir. 

Eğer bu tür bir tıbbi belgenin mevcut olmaması veya tedavi nedeniyle bu durumun yalnızca kabul edilemez bir muayene ile kanıtlanabilmesi söz konusuysa, kişi bu durumu yeminli bir beyan ile bildirebilir (§ 4 Abs. 1 Passgesetz). 

Pasaporta ikili bir cinsiyet kaydı yapılması durumunda, doğum kütüğünde daha önce kayıtlı olan cinsiyet seçilmelidir. Eğer daha önce bir ikili cinsiyet kaydı yoksa, bir defaya mahsus olmak üzere bir seçim yapılabilir. 

Değişikliğin otomatik olarak gerçekleşmediği resmî sicillerde (örneğin tapu sicil müdürlüğü), değişiklik talep edilebilir.

Ayrıca, kamu veya özel kurumlara başvurarak cinsiyet ve isim bilgilerinin diğer belgelerde de değiştirilmesi ve bu belgelerin yeniden düzenlenmesi talep edilebilir (§ 10 SBGG). 

Bu talep, belgenin düzeltilmesinin, değiştirilen cinsiyet kaydı veya isimle, yani yeni kimlik belgeleriyle uyum sağlanması gerekliliğinden kaynaklanması durumunda kabul edilir.

Yeniden düzenlenebilecek belgeler şunlardır (ve bunlara benzer belgeler): ehliyet, iş karnesi, diploma, sağlık kartı, banka kartları, mal sahipliği belgeleri vb. 

Belgelerin yeniden düzenlenmesi, ilk düzenleyen kuruma yapılacak başvuruyla gerçekleştirilir. Başvuru sırasında, eski belgelerin orijinalleri sunulmalı ve değişiklik yapan kurum tarafından alıkonulmalıdır. Eğer eski belge mevcut değilse, bu durum yeminli bir beyan ile bildirilmelidir. 

Resmî belgelerin yeniden düzenlenmesi ücrete tabidir. Özel kurumların yaptığı değişiklikler için de makul ölçüde bir ücret talep edilebilir. 

TSG veya PStG kapsamında daha önce değişiklik yapmış kişiler için geçerli düzenlemeler

Cinsiyet kaydı ve isim değişikliğinin etkileri ve sonuçlarına dair SBGG düzenlemeleri, bu değişiklikleri SBGG yürürlüğe girmeden önce TSG veya § 45b PStG kapsamında yapmış kişiler için de geçerlidir. 

Reşit olmayan bireyler için özel durumlar

Reşit olmayan bireylerin, yaşlarına bağlı olarak, gelecekte geçerli olacak cinsiyet kaydı ve isim için beyanlarını nasıl verecekleri farklılık göstermektedir (§ 3 SBGG). 

14 yaşını doldurmuş gençler, cinsiyet kaydı ve isim değişikliği beyanını yalnızca kendileri nüfus müdürlüğüne verebilirler. Ancak, yasal temsilcilerinin onayı da gereklidir. 

Eğer velayet hakkına sahip olanlar onay vermeyi reddederse, nüfus müdürlüğü aile mahkemesine başvurur ve eğer cinsiyet kaydının ve isimlerin değiştirilmesi genç bireyin yararına aykırı değilse, mahkeme bu onayı yerine getirir.


Aynı durum, her (iki velayet sahibi) ebeveynin onay verilip verilmemesi konusunda anlaşamaması durumunda da geçerlidir. Aile mahkemesi, talep üzerine ve eğer çocuğun yararına aykırı değilse, bu beyanın yapılması amacıyla velayet hakkını bir ebeveyne devredebilir.

Genç birey, beyanı sunmadan önce danışmanlık aldığını formu imzalayarak beyan etmek zorundadır.


Danışmanlık, bu konuda mesleki olarak yetkin olan tüm kuruluşlar tarafından yapılabilir. Özellikle şunlar kastedilmektedir (§ 3 Abs. 1 SBGG):

  • Psikoloji, çocuk ve ergen psikoterapisi veya psikiyatri alanında mesleki eğitime sahip kişiler.
  • Kamu ve özel çocuk ve gençlik yardım kuruluşları.

14 yaşından küçük çocuklar veya iş göremez gençler için yalnızca yasal temsilciler beyanı nüfus müdürlüğüne sunabilir.


Bir çocuk için vasi atanmışsa, eğer önerilen beyan çocuğun yararına aykırı değilse, aile mahkemesinden beyanın verilmesi için bir onay alınması ve verilmesi gerekir.

Reşit olmayan bir çocuğun rızası dışında bir beyan yapılmasını önlemek için, 5 yaşını doldurmuş bir çocuğun, beyanı verirken nüfus müdürlüğünde hazır bulunması ve cinsiyet kaydının ve ismin değiştirilmesine rıza gösterdiğini beyan etmesi gerekir.

Yasal temsilciler, çocuklar veya iş göremez gençler için yapılan işlemlerde beyanı vermeden önce danışmanlık aldıklarını imzalarıyla beyan etmek zorundadır (bkz. yukarıdaki açıklamalar).

Yasal Temsilcisi Bulunan Kişilere Özgü Durumlar (§ 3 Abs. 3 SBGG)

Tam ehliyetli ve reşit olan kişiler için, belirli alanlarda (örneğin konut, resmi işlemler, sağlık vb.) yasal bir vasi atanmış olsa bile, diğer yetişkinler için geçerli olan aynı kurallar uygulanır.

Cinsiyet kaydının değiştirilmesi konusunda veya tüm alanları kapsayacak şekilde, onay şartı ile birlikte yasal vasi atanmış olan tam ehliyetsiz yetişkinler adına, yalnızca yasal vasi, nüfus müdürlüğüne beyan verebilir. Ancak, bu beyanın vesayet altındaki kişinin arzu ve isteğine uygun olması şartıyla, vesayet mahkemesi tarafından önceden onaylanması gerekir.

Alman Vatandaşlığı Olmayan Kişilere Özgü Durumlar

Cinsiyet kaydının ve ismin Alman hukukuna göre değiştirilmesi, oturma statüsüne ve ikamet yerine bağlıdır (§ 1 Abs. 3 SBGG).

Alman Medeni Kanunu’na Ek Madde 7a fıkra 1’e (Art. 7a Abs. 1 EGBGB) göre, bir kişinin cinsiyet aidiyeti esas olarak ilgili kişinin vatandaşı olduğu ülkenin hukukuna tabidir.

Cinsiyet kaydının ve ismin değiştirilmesi, § 1 Abs. 3 SBGG uyarınca şu durumlarda da mümkündür: Kişi, Art. 7a Abs. 2 EGBGB kapsamında bu değişiklikler için Alman hukukunu seçerse ve aynı zamanda yabancı uyruklu bir kişi olarak

1. süresiz oturma iznine sahip ise

2. uzatılabilir bir oturma iznine sahip olup ülkede yasal olarak bulunuyorsa veya 

3. AB Mavi Kartı sahibiyse.

Alman Hukukunun Seçilmesi:

Yalnızca yurtiçinde mutat meskeni bulunan bir kişi Alman hukukunu seçebilir. “Mutat mesken”, genellikle yalnızca geçici olmayan, fiili ve uzun süreli bir ikametin tesis edildiği, sosyal ilişkilerin (özellikle ailevi ve mesleki) merkezinin bulunduğu yer olarak anlaşılır.

Sadece kısa süreli veya geçici bir ikamet (örneğin, ziyaret ya da turistik amaçlarla) bu bağlamda yeterli değildir.

Art. 7a Abs. 2 EGBGB uyarınca Alman hukukunun seçilmesine dair açıklamalar, § 45b Abs. 3 PStG gereğince nüfus müdürlüğüne (Standesamt) yapılmalıdır.

İkamet Durumları ve Yetkinlikler:

+ AB vatandaşlarının, serbest dolaşım hakkı olmak üzere süresiz oturma hakkı bulunmaktadır. Bu hak, yalnızca serbest dolaşım haklarının yasal olarak ellerinden alınması durumunda sona erer. Bu kişiler, SBGG prosedürünü gerçekleştirebilirler.

+ AB Mavi Kartı (EU Blue Card) sahibi olan kişiler, yani akademik nitelikli uzmanlar da SBGG prosedürünü gerçekleştirebilirler.

+ Süresiz oturma iznine (“Niederlassungserlaubnis“ veya “Erlaubnis zum Daueraufenthalt-EU“) sahip kişiler de SBGG prosedürünü gerçekleştirebilirler.

+ Süreli ancak uzatılabilir bir oturma iznine (örneğin, ailevi veya mesleki nedenlerle verilen oturma izinleri) sahip kişiler, eğer ülkede yasal olarak ikamet ediyorlarsa, SBGG prosedürünü gerçekleştirebilirler.

+ Sığınma hakkına sahip olanlar, Cenevre Mülteci Sözleşmesi’ne göre tanınan mülteciler, ikincil koruma statüsüne sahip kişiler ve sınır dışı edilme yasağı bulunan kişiler, genellikle ilk etapta süreli ancak uzatılabilir bir oturma izni alırlar ve bu nedenle SBGG prosedürünü gerçekleştirebilirler.

  • Hala devam eden bir iltica prosedüründe olan kişiler (oturum izni yerine geçici bir oturum belgesine sahip olanlar), süresiz oturma hakkına veya oturma iznine sahip değildir ve bu nedenle SBGG prosedürünü, ancak süreçlerinin olumlu bir şekilde sonuçlanması ve kendilerine oturma izni verilmesinden sonra gerçekleştirebilirler.
  • “Duldung“ sahibi kişiler ve belgesiz kişiler, SBGG prosedürünü gerçekleştirme hakkına sahip değildir.

+/-  Vatansız kişiler ve vatandaşlığı belirsiz kişiler, yalnızca yukarıda belirtilen koşulları (yani, yurtiçinde olağan ikametve § 1 Abs. 3 SBGG’ye göre bir ikamet statüsü) yerine getirdikleri takdirde SBGG prosedürünü gerçekleştirebilirler.

Alman vatandaşlığı bulunmayan ancak SBGG kapsamında bir prosedür gerçekleştirmek için gerekli şartları sağlayan kişiler için SBGG’de bir başka özel düzenleme daha bulunmaktadır:

Eğer değişiklik beyanı, oturma izninin sona ermesine yol açabilecek bir olaydan önceki iki aylık bir süre içinde § 2 Abs. 1 SBGG uyarınca yapılmışsa, mevcut cinsiyet kaydı ve isim geçerli kalır (§ 2 Abs. 4 SBGG).

Oturma izninin sona ermesine ve kişinin ülkeden ayrılma yükümlülüğüne yol açabilecek olaylar, örneğin şunlardır (liste tam kapsamlı değildir):

  • Oturma izni süresi dolmuş ve artık uzatılamamaktadır.
  • Oturma izni, yabancılar dairesi tarafından geri alınır veya iptal edilir, çünkü artık bu iznin şartları yerine getirilememektedir (veya artık yerine getirilmiyordur), örneğin bir Alman vatandaşı ile evlilik birliğinin sona ermesi ya da mülteci statüsünün hukuken geri alınmış olması durumunda.
  • Yabancılar dairesi, hukuken geçerli hale gelen bir sınır dışı etme kararı (örneğin, suç işlenmesi durumunda) çıkarır.
  • İlgili kişi yurt dışına çıkmış ve altı ay içinde (veya yabancılar dairesi tarafından belirlenen daha uzun bir süre içinde) yeniden ülkeye giriş yapmamıştır.

Standesamt değişikliği reddederse ne yapılmalı?


Eğer “Standesamt“ (Nüfus Dairesi), cinsiyet kaydının değiştirilip değiştirilmemesi gerektiği veya örneğin bir ismin cinsiyete uygun olup olmadığı konusunda şüphe duyarsa, ilgili “Amtsgericht’e“ (Sulh Hukuk Mahkemesi) bir “şüphe başvurusu” yapabilir ve kararın “Standesamt“ adına mahkeme tarafından verilmesini talep edebilir. Şüphe başvurusuna ilişkin bu süreçte, başvuru sahibi kişi sürece dahil edilir ve mahkeme tarafından dinlenir.

Eğer “Standesamt“, cinsiyet kaydının değişikliğini doğrudan ve mahkemeyi devreye sokmadan reddederse (bu yalnızca açık ve somut delillerle kötüye kullanım şüphesi olduğunda mümkün olabilir), başvuru sahibi kişinin kendisi bir dilekçeyle “Amtsgericht’e“ başvurarak, mahkemenin “Standesamt’i“ değişikliği gerçekleştirmeye zorlamasını talep etme hakkı vardır (§ 49 PStG).

Askeri Cinsiyet Özelliği


SBGG’de, “silah altına alma” ile ilgili olarak, gerginlik veya savunma durumunda, cinsiyet kaydının değiştirilmiş olsa bile, hukuki olarak kişinin erkek cinsiyetine atanmasının devam edeceği düzenlenmiştir. Ancak, diğer tüm yaşam alanlarında cinsiyet kaydının değişikliği geçerli ve hukuken bağlayıcıdır.


Bu, aslında şu anlama gelmektedir: Erkeğe ait olan cinsiyet kaydının, sadece askerlik yükümlülüğü ile ilgili olarak (ve sadece bu konuda) değiştirilmesi geçerli olamaz. Değişiklik, gerginlik veya savunma durumunun ilan edilmesinden önceki iki aylık bir süre içinde veya bu tür bir durumda yapılmışsa geçerli olmaz (§ 9 SBGG).


Savaş veya gerginlik durumu (“Bundestag“ tarafından belirlenen) sona erdiğinde, yapılan cinsiyet kaydı değişikliği, askerlik yükümlülüğüyle ilgili olarak da hukuken geçerli hale gelir. Bir sonraki gerginlik ve savunma durumunda, kişi artık erkek cinsiyetine dahil edilmez.

Ebeveynler İçin


SBGG’ye göre, ebeveyn-çocuk ilişkisi kısmen cinsiyet kaydına göre belirlenir (§ 11 SBGG).


Anne, her zaman çocuğu dünyaya getiren kişidir, cinsiyet kaydına bakılmaksızın.


Baba ise cinsiyet kaydına bakılmaksızın çocuğu yapan ve mahkeme kararıyla babalık ilişkisi tespit edilen kişidir.


Baba olabilen bir başka kişi ise, doğum anında annesiyle evli olan ve doğum sırasında erkek cinsiyet kaydına sahip olan kişidir veya annesinin onayıyla babalık kabul eden ve doğum sırasında erkek cinsiyet kaydına sahip olan kişidir.


“Divers“ veya açık cinsiyet kaydına sahip bir kişi, babalık kabulü veya anneyle evlilik yoluyla baba rolünü elde edemez. Bu durumda (bir soybağı reformuna kadar) tek seçenek üvey çocuk evlat edinmesidir.


[1] Nüfus Kanunu madde 18

[2] Nüfus Kanunu madde 21

[3] § Nüfus Kanunu madde 22 fıkra 3

[4] Nüfus Kanunu madde 47

[5] Nüfus Kanunu madde 45b

[6] Nüfus Kanunu madde 49

[7]  Nüfus Kanunu madde 49

[8] Nüfus Kanunu madde 42

Doktor ziyaretleri, genelde insanların keyif aldıkları ziyaretler değildir. Doktor ziyaretleri sırasında interseks bir yetişkinin veya interseks bir çocuğun ya da gencin ebeveylerinin kendilerini kötü hissettikleri zorlayıcı, nahoş ve yaralayıcı durumlar olabilir.

Bu doktor randevularının bazılarında konu bedensel varyasyon iken, bazılarında daha farklı sağlık sorunlarıdır. Ama doktor ziyaretinin türü ne olursa olsun, her zaman nahoş veya beklenmedik durumlar ortaya çıkabilir.

Size burada bu durumlardan bazılarında yardımcı olabilecek bazı tavsiyeler vermek istiyoruz. Hangi tavsiyenin hangi durumda uygun olacağı kararını siz veriniz…

Hazırlıklı olmak

  • Soruları not etmek
    Ne tür bir doktor ziyareti olduğuna bağlı olarak, mutlaka cevap beklediğiniz birkaç soruyu önceden not etmeniz faydalıdır. Yardımlaşma kuruluşlarından ve çevrim içi forumlardan randevunuzda hangi soruların önemli olabileceği ve sizi ne tür bir muayenenin beklediği hakkında bilgi edinebilirsiniz.
  • Cevap hazırlamak
    Özellikle rutin ziyaretlerde veya aile hekimi randevularında gelebilecek bazı soruların cevaplarını önceden hazırlamanız yardımcı olabilir. Çünkü sağlık sigortası kartınızda yazan cinsiyete bağlı olarak, vücudunuzda veya çocuğunuzun vücudunda mutlaka öyle olması gerekmeyen bazı şeyler peşinen varsayılır. Bazı sorulara önceden hazırlanmış cevaplar, bu gibi durumlarda tedirgin olmamanıza ve konuşmanın seyrini sizin yönlendirmenize yardımcı olabilir. Bu konuda deneyimleri ve mevcut destekler hakkında başkalarıyla görüş alışverişinde bulunmak yardımcı olur.

Duygusal destek

  • Güvendiğiniz birini yanınızda götürmek
     Duygusal destek önemlidir. Örneğin yanında kendinizi güvende hissettiğiniz birini beraberinizde götürmeniz yardımcı olur. İki kişinin doktorun ne dediğini daha iyi hatırlaması da önemli hususlardan biridir.
  • Sensörik dikkat dağıtma
    Sensörik dikkat dağıtma korkuyu azaltabilir, çünkü korku ve hatta giderek artan panikten başka, hoş bir şeye odaklanmayı sağlar. Sensörik dikkat dağıtma, örneğin bekleme odasında beklerken dinlemek için güzel bir müzik listesi oluşturmanız veya internetten video izlemenizdir. Bazıları için güzel kokan bir el kremi ya da aromatik yağ kullanmak veya bir yudum soğuk su içmek de faydalı olabilir.
    Giderek artan korku durumunda konsantrasyon alıştırmaları yapmak da iyi gelebilir.
  • After-Care/İzleyen öz bakım
    Stresli ve belki de nahoş bir doktor ziyaretinden sonra kendiniz için güzel bir şey yapmak veya diğer yardımlaşma gruplarında görüş alışverişinde bulunmak iyi hissettirebilir. Kimi zaman nefis bir dondurma yemek veya güzel bir kitap okumak ve/veya arkadaşlarla konuşmak iyi gelir.

Doktorla görüşmede

  • Sorularınıza zaman ayırın
    Emin değilseniz muayenehane veya klinik ziyaretinizde sizi nelerin beklediğini ve belirli muayenelerin neden ve nasıl yapıldıklarını sorun. Bulguların ne anlama geldiği de hem yapılacak her şeyin sizin yararınıza olduğundan emin olmanız için hem de elbette kendi vücudunuzu veya çocuğunuzun vücudunu daha iyi tanımak için sorulmalıdır.
  • Uzmanlık terimlerinin açıklanmasını istemek
    Uzmanlık terimlerini anlamıyorsanız, bunların açıklanması isteyiniz. Sadece doktorun ne dediğini bilme değil, bunu anlama hakkına da sahipsiniz. Bu, tüm tedaviler ve terapi önlemleri için geçerlidir, özellikle de ameliyat gibi girişimsel işlemlerle vücuda müdahale ediliyorsa.
  • Dosyanın fotokopisini almak
    Özellikle interseksi ilgilendiren doktor ziyaretlerinde hasta dosyasından fotokopi isteyiniz. Bu sayede doktor değiştirdiğinizde veya sonradan bir şeye bakmak istediğinizde her zaman bilgileriniz elinizde olur.

Tıbbi açıdan emin ellerde olsanız da, interseksliğinizin veya çocuğunuzun interseksliğinin asıl uzmanının bizzat siz olduğunuz durumlara çok sık rastlanmaktadır. İnterseks hakkında doktordan daha fazlasını bilmek hayal kırıklığı yaratabilir. Ama bilginizi paylaşabilirsiniz. Örneğin yanınızda bir broşür götürmek veya bu internet sayfasını önermek faydalı olabilir. Bu sayede doktor kendisi bilgi edinebilir. Ayrıca bu konuda da başka uzmanlarla, örneğin yardımlaşma kuruluşları ile görüş alışverişinde bulunmak yardımcı olabilir.

Doktorlar bazen cesaret kırabilirler. Haklarınızı öğrenmek istiyorsanız, tekrar buraya bakmanız yeterlidir.

Ayrıca doktorlar tarafından sağlık açısından gerekli olmayan cinsel organ ameliyatları hâlâ önerilebilmektedir. Küçük çocuklara yapılan bu ameliyatlar artık BM tarafından insan hakları ihlali olarak kabul edilmiştir. Daha ayrıntılı bilgi edinmek isterseniz, buraya bakabilirsiniz.

Doktor ziyaretlerinde en önemli olan şey, kendinizi emin ellerde hissetmeniz ve destek görmenizdir.  Doktorlar, sizin veya çocuğunuzun iyi olması için oradadır!

Bugün bile Almanya’da interseks çocuklara plastik cerrahi ameliyatları yapılmaktadır. Yardımlaşma kuruluşlarının ve aktivistlerin çabalarına rağmen doktorların veya anne-babaların beklentilerine uymayan çocukların cinsel organlarına yapılan ameliyatların sayısı gerilememektedir.[1]

BM, Uluslararası İnterseks Organizasyonu (OII), Uluslararası Af Örgütü vb. gibi çok sayıda kuruluş, bu ameliyatları insan hakları ihlali olarak görmektedir. Çünkü bu çocuklar kendi vücutları hakkındaki kararları kendileri alamamaktadır. Kuruluşlar, ameliyat olacak kişilerin bilgilendirilerek onaylarının alınması gerektiğini belirtmektedir (genelde „informed consent“ diye geçer). Sadece sağlık açısından ciddi bir tehlike olduğunda çocuğun ameliyat edilip edilmeyeceği konusunda anne-babalara karar yetkisi verilmelidir.

Onay alınmadan yapılan ameliyatların yanı sıra bireysel açılımın ve gelişim hakkının hiçe sayılması veya hasta dosyasına erişimde sorun yaşanması gibi durumlar da insan hakları ihlali olarak yorumlanmaktadır.

Devletlerarası hukukun bir parçası olan ve korunan insan hakları, hem tüm insanların ayrımcılığa karşı korunmasını hem de özel hayata saygı, mümkün olan en büyük ölçüde sağlık, kendi kaderini tayin ve takdir haklarını içermektedir.

İnterseks bireylerde bu insan haklarının ihlali şu durumlarda söz konusudur:

  • İnterseks bir rahatsızlık olarak sınıflandırılırsa.
  • İnterseks çocuklar onay alınmaksızın ameliyat edilirse.
  • Kişiyi bilgilendirme ve onayını alma ciddiye alınmazsa.
  • Bireysel açılım ve gelişim hakkı (özellikle de cinsel kimlik açısından) dikkate alınmazsa.
  • Hasta dosyasına erişimde sorun yaşanırsa.
  • Spor derneklerine vb. kabulde ayrımcılık yapılırsa.

Almanya OII’nin insan hakları ihlaline ilişkin ayrıntılı raporunu burada bulabilirsiniz.

Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı (European Union Agency For Fundamental Rights FRA) yaptığı ankette (2020) interseks bireylere de ayrımcılık tecrübelerini sordu. Anketi Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı’nın sayfasında detaylı olarak görebilirsiniz. Lezbiyenler ve Geyler Birliği (LSVD) de bu verilerden kısa bir derleme yaptı.

Uluslararası Af Örgütü de interseks bireyler ve insan hakları konusunda çalışmalar yapmaktadır. Bu sayfada hakları korunmamış olan ve korunmayan  interseks bireylerin hikayeleri okunabilir.

İnterseks bireyler açısından insan haklarının korunması için herkesin neler yapabileceğine ilişkin öneriler, Dayanışma ve Destek başlıklı yazıda bulunabilir.


[1] Hoenes, Josch; Januschke, Eugen; Klöppel, Ulrike (2019): „Belirsiz“ cinsel organları çocuk yaşta norma uyarlama ameliyatlarının sıklığı. Follow Up araştırması. Berlin: Transdisipliner Cinsiyet Araştırmaları Merkezi.